İsrail saldırısında tüm ailesini kaybeden 12 yaşındaki Gazzeli çocuk yaşadıklarını anlattı
Hayatlarını İsrail Saldırısında Kaybeden Filistinli Kardeşlerin Hikayesi
Şihabeddin ve Ala Ebu Muammer, Gazze Şeridi’nde ebeveyninden en az birini veya ikisini birden kaybeden 35 bin Filistinli çocuktan sadece ikisi. Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) ve Al Khair Vakfı tarafından düzenlenen “Gazze’nin Geleceği: Uluslararası İnsani Yardım Zirvesi”ne katılan Şihabeddin, Israil saldırısını ve sonrasında yaşadıklarını anlattı.
İsrail’in Gazze’deki evlerini bombaladığı saldırıda annesi, babası ve kız kardeşini kaybeden Ebu Muammer, yaşadığı dehşeti şu sözlerle dile getiriyor: “Savaşın başlarında hedef alınan evdekilerin uçak veya füze sesini hatta patlama sesini dahi duyamayacağını söylerlerdi.”
Ebu Muammer, evlerinin bombalanması anını şöyle anlatıyor: “20 Aralık 2023 akşamı, her zamanki gibi evde otururken bir anda aydınlık olan yerimiz karanlığa gömüldü. Barut ve molozların kokusu arasında ne yapacağımı bilemedim. Oturduğum yerden kalktım, her yerde moloz yığını vardı. Yürüdüm ve duvarın olması gerektiği yerde olmadığını gördüm.”
Filistinli çocuk, yaşadığı dehşeti şu cümlelerle özetliyor: “Cep telefonu ışıkları gelmeye başladı ve ambulansın sesini duydum. O an evimizin bombalandığını anladım. Amcam 3. kattan indi, ben 2. kattaydım. Bana başka kimsenin olup olmadığını sorunca ona sesimi duyurdum.”
Ebu Muammer, “Amcam beni aşağı indirip komşularımıza verdi, onlar da bizi hastaneye götürdüler. Sıradan bir ambulansta 5 kişi hastaneye gittik.” yaşadıkları trajediyi anlatıyor.
Bombalanan evin çevresinden geçen araçların durup yaralıları alarak hastaneye götürdüğünü belirten Ebu Muammer, şöyle devam ediyor: “Beni, diğer yaralılarla birlikte Aksa Şehitleri Hastanesine götürdüler. Cesetler hastane acilinde yerlerdeydi, yaralılar yerlerde yatıyordu. Babamın ve kız kardeşimin şehit olduğu haberini hastanedeyken öğrendim, ne olursa olsun Allah’a şükürler olsun.”
Mart ayında Gazze’den ayrılıp Mısır’a geçtiğini, 6 ay sonra da Türkiye’ye geldiğini söyleyen Ebu Muammer, “Birçok denemeden sonra Türkiye’ye geldim. Gazze’nin yetim çocuklarının ve mazlumlarının sesi olmak için katıldığım ilk faaliyetim de bu.” diye konuşuyor.
“Annem o kadar ağır yaralanmıştı ki tanınmaz haldeydi”
Ebu Muammer, yaşadıkları dehşet dolu anları şu cümlelerle aktararak duygularını dile getiriyor: “Annem o kadar ağır yaralanmıştı ki tanınmaz haldeydi. Bombardımandan sonra tam bir hafta yoğun bakımda kaldı. Annem 29 Aralık’ta uyandı, yanına gittim ve beni tanıdı. Bombardımandan 9 gün sonra da aldığı yaralar nedeniyle annem şehit oldu.”
“Herkese mesajım Mescid-i Aksa’nın hürriyetine kavuşmasıdır”
Şihabeddin’in ailesini kaybettiği saldırıda aynı evde bulunan kuzeni Ala Ebu Muammer de yaşadığı dehşeti şu şekilde anlatıyor: “Bombardımanda ben de vardım, iki hafta boyunca komada kaldım, bilincim kapalıydı. Daha sonra annemin yanına gittiğimde babamın şehit olduğunu söyledi. ‘Allah rahmet eylesin’ dedim ve ben, savaşmak ve intikamını almak için kaldım.”
Ala Ebu Muammer, “Mücahid olmak, Mescid-i Aksa’yı özgürleştirmek ve tüm şehitlerin intikamını almak istiyorum. Herkese mesajım, Mescid-i Aksa’nın hürriyetine kavuşmasıdır.” şeklinde duygularını ifade ediyor.